Tavukgöğsü

Türk mutfağındaki erotik harem etkisi malum. Dilberdudağı, kadınbudu, hünkar beğendi, vezir parmağı, hanımgöbeği. Birkaç sene öncesine kadar tavukgöğsünün de bu cenahtan olduğunu düşünüyordum. Yani ‘rus cariyenin bembeyaz, alttan led aydınlatmalı gibi parlayan göğsü’ diyemediklerinden tavukgöğsü dediler sanıyordum. Ta ki Houston’da çok canım çekip, evde yapmaya karar verene kadar. İçinde gerçekten tavuk göğsü olduğunu ve adını buradan aldığını öğrenince içinde et bulunan bir tatlıyı sevip sevemeyeceğimi tekrar gözden geçirdim. Ve evet çok sevdiğime karar verdim, onu her haliyle kabul ediyordum! (Ama itiraf etmeliyim ki her seferinde yiyene kadar içim bir hoş oluyor, ilk lokmadan sonrası ise şölen…) Ama zaten sonra tatlı yapılırken tavuğun tavukluktan çıktığını, o yüzden de tavuk kokusunun ve bariz tadının gelmediğini ve hatta, küçük bir kamuoyu araştırması sonucu, benim gibi pek çok kişinin de bu tatlının içinde tavuk olduğunu bilmediğini öğrendim.

Okumalara doyamadım…

Gibi şeyler: Sütlü Tatlılar, Tatlılar, Türk Tatlıları | Nasılım?

Vanilya Ekstresi

Efsaneye göre Meksika El Tajin’de, Tenitzii ve karısının çok güzel bir kızları olmuş. Kız o kadar güzelmiş, o kadar güzelmiş ki bir ölümlüye vermeye kıyamamışlar. Kızın hayatını bereket tanrıçası Tonoacayohua adamışlar. Prenses Xanath, tüm zamanını tanrıça için tapınağa hediyeler, yemekler, çiçekler taşıyarak geçiriyormuş.

Yine böyle bir gün Xanath tapınak yolundayken Tzarahuin’i şarkı söylerken duymuş. Tabii bütün efsanelerde olduğu gibi Tzarahuin çok yakışıklı ve güçlüymüş, böyle biscolatta erkeği üstü çıplak altında kot şarkı söylüyor, baltayı indirdi mi koca kütüğü ikiye yarıyor düşün. Nolmuş bil? Nolcak, Xanath ilk görüşte aşık olmuş. Ailelerinden gizli sürekli buluşmaya başlamışlar.

Okumalara doyamadım…

Gibi şeyler: Sos, çeşni vs., Tatlılar | Nasılım?

Narlı Sorbe

Okumalara doyamadım…

Gibi şeyler: Dondurma, sorbe, Tatlılar | Nasılım?

Bagel

Daha önce kruvasanın ilk kez Viyana’da Hristiyan ordusunun Osmanlı ordusunu yenmesi şerefine yapıldığını; Osmanlı bayrağındaki ayı temsil ederekten ay şeklinde olduğunu okumuştum. Şimdi bagel için de benzer bir efsane okuyunca ‘yok artık’ dedim. Polonyalılar da Osmanlı’yı yenince O harfine ithafen bageli yapmışlar. Ne Osmanlıymış bak, Hürrem ortalığı karıştırmasa dünya da hamurişi olmayacakmış! Bu patolojik delüzyon halimiz yeni bir şey değil tabii. Her sene “bilmem kim de Türkmüş”, “bilmem neyi de Türkler bulmuş” fetişine yenisi eklenir, egolar itinayla şişirilir. Alttakiler hepsi gazete ve TV’lerde dillendirilmiş, bazıları ciddi ciddi tartışılmış şizofrenimizin ufak bir derlemesidir:

- Elvis Presley Türkmüş
- Neil Armstrong ayda ezan sesi duymuş
- Kızılderililer de Türkmüş
- Truvalılar ve Finler de Türkmüş
- Judo, kung-fu ve karate Türk sporuymuş
- Abraham Lincoln da Türkmüş
- Sıfırı müslümanlar bulmuş
- Beyzbolu ABD’ye Şırnaklılar götürmüş

Beyzbol lan?? Bu listeyi gören neyin kafasını yaşıyorsunuz diye sormaz mı?

Hem TÜİK’in anketlerinde hem de uluslararası mutluluk anketlerinde oldukça mutlu çıkmamız da hep bu kafadan işte. Şükür ve tevekkül kültürü cepte tamam da ama bir egosantriklik, bir dünya etrafımızda dönüyor, her şeyin en güzelini biz yaparız kafası da illa ki var. En güzeli de böylesi belki. Ignorance is bliss diyorlar ya, işte bize hayat hep güzel, kime ne?

Haa bir de bagel yazısını ingilizce tarafa böyle yazmadım rezil olmayalım diye. Oraya bageli da çok özledim, ne güzel bageliniz var filan yazdım. Şizoysak şizoyuz kime ne!?!?!

Okumalara doyamadım…

Gibi şeyler: Ekmekler, Hamurişleri | Nasılım?

Çikolatalı Fındıklı Biscotti

Ne zamandır buraya yazamadım çünkü ne deney, ne terapi… Sadece yaşamak için yiyorduk. Bir şeyler, sonra yeni iş, sonra gene bir şeyler…

Doktoradan sonra işe başlayana kadar geçen süre uzayınca evde oturmaya alışmaya başlamıştım nerdeyse. Neden olmasındı ki! Gün boyunca sırayla evin çeşitli köşelerinde kıçını devirip kitap oku, sabah pilates sonra havuz, twitter’da tespit mühendisliği yap, hiçbir zaman gün yüzüne çıkmaması gereken resimler yap, gez gez, yat.

Ama kadın evde durmamalı. Seksist reklamlara inat, 3-5 çocuk fetavasına inat, çalışmalı, dışarıda olmalı. Paraya ihtiyacı olup olmamasından bağımsız kendi parasını kazanmalı. Güçlü, canlı olmalı. Hem küçükken okulun ilk günleri en sevdiğim günler değil miydi? Hani herkesin kendinden bahsettiği tanışma, kaynaşma faslı. Benim içim içime sığmazdı. Annemin üniversite mezunu olduğunu ve çalıştığını söylediğimde dünyalar benim olurdu. Kolejde okumama rağmen (görece iyi halli insanların daha yüksek eğitimli olduğu ve çalışma olasılığının daha yüksek olduğu verisi varken) annesi çalışan çocuklar nadirdi, bu yüzden annemle gurur duyardım. Hele hele babamın da anneme ev işlerinde yardım ettiğini söyleyince, çocukların gözleri fal taşı gibi açılınca havalara uçardım. Küçücük çocuklardık ama kadının yerinin evi olduğunu öğrenmiştik bile. Ama benim canım öyle değildi işte!!

Okumalara doyamadım…

Gibi şeyler: Aperatifler, Hamurişleri, İtalyan Mutfağı, Kurabiyeler | 2 Comments